15 Mayıs 2011 Pazar

Sanatın Atatürkdeki değeri


Mustafa Kemal’in Muhsin Ertuğrul’la ilgili olayı da yazılmaya değer. Özellikle bu günlerde, sanat kurumlarında yönetici konumunda olanların kulağına küpe olacak önemli bir dersi de içermektedir çünkü.
Muhsin Ertuğrul, bugünkü adıyla İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Genel sanat yönetmenidir.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Dolmabahçe’de kalmaktadır o günlerde…
Bir gece Gazi’nin oyun izlemeye geleceği duyurulur Muhsin Ertuğrul’a…
Herkes telaş içindedir… Çünkü oyunun başlama saati gelmiştir ancak Mustafa Kemal gecikmiştir…
Ne olacaktır şimdi?
Muhsin Ertuğrul tam saatinde başlatır oyunu …
Bir süre sonra Gazi gelir…
Yanındakiler korkarak oyunun başlatıldığını haber verirler Gazi’ye…
“Ya, öyle mi? Bitimde görüşürüz Muhsin Ertuğrul’la..”
der ve locaya girip oyunu izler…
Oyunun bitiminde beğeniyle alkışlamaktadır aktörleri…
Muhsin Ertuğrul girer Gazi’nin yanına.
Gazi ayağa kalkar:
“Sizi kutlarım..” der. “İşinizle ilgili ciddiyetiniz, ülkenin gelişimini ciddiye aldığınızı da gösterir. Biz geç geldik… Oysa böyle bir kurum perdesini zamanında açmak zorundadır. Görevinizi yaptığınız için özellikle kutlarım sizi..”
Muhsin Ertuğrul’a böyle söylediği için kimse şaşırmamalı…
Çünkü daha ileriki yıllarda yanındaki yönetici takımını “Efendiler! Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz… Ancak sanatçı olamazsınız!” diye uyaracak kadar yanında olacaktır sanatçının ve sanatın…

Atatürk ve Sanat

Atatürk ve sanat ilişkisini daha iyi değerlendirebilmemiz için, önderin yaşamından, konuyla ilgili anekdotların anımsanmasında yarar var…
Bunlardan ilki Mustafa Kemal’in Sofya’da Bulgar Ulusal Operası’nda Carmen’i izlemesidir.
Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sofya ataşemiliteri olarak görevlidir.
Davetli olduğu Carmen’in galasında, zaman zaman durgunlaşarak yapıtı izlemiş ve operanın bitiminde, perdenin en az yirmi kez açılıp kapanmasını, sahneye çiçekler taşınmasını, izleyicinin coşkun alkışlarını, artistlerin sevincini hayranlıkla gözlemlemiştir. Ancak, yüzündeki burukluğun ayırtına varan Varna Türk Milletvekili Şakir Zümre’ye eğilip şunları söylemekten de geri durmamıştır:
“Balkan Savaşı’nda yenik düşmemizin nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Ben Bulgarları çiftçi halk olarak biliyordum. Oysa adamların operaları bile var… Sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi var. Hepsi de eğitimli… Şu opera binalarına bak!”
Kokteyl sonrası Mustafa Kemal ve Şakir Zümre Splendid Palas’a gidiyorlar. Yol boyunca hiç konuşmuyor Mustafa Kemal… Durgunluğu sürüyor.. Ve odalarına çekiliyorlar…
Aradan birkaç dakika geçiyor geçmiyor Şakir Zümre odasının kapısında Mustafa Kemal’i görüyor…
“Uyku tutmadı, biraz konuşalım diye geldim” diyor Gazi heyecanlı bir görünümle…
“Ne kadar müthiş bir olaydı..” diye ekliyor… “Çok sesli müzik, çağın gereğidir… Bulgarlar bunu başarmış..Bizim ülkemizde de operaya kavuşacağımız günleri görebilecek miyiz acaba?”

Sambaaa

Samba görseller




samba

Samba, Brezilya'daki Afrika kökenlilerden ortaya çıkan değişik tarzdaki müziklerin en ünlülerinden biridir. Samba adı, büyük olasılıkla Angola'da geleneksel bir müzik türü olan 'mesemba'dan gelmektedir. Samba, Bahia'dan göç eden siyahların
güçlü etkisi altında, yirminci yüzyıl başlarında Rio de Janerio'da (sonra Brezilya'nın başkentinde) ayırt edici bir müzik tarzı olarak gelişmiştir.(Bahia,Brezilya'nın kuzeydoğusunda bir eyalettir.) 
Donga ve Mauro Almeida'nın yaptığı "Pelo Telefone" ( 1917) genel olarak ilk samba plağı olarak kabul edilir. Plağın büyük başarısı, bu türü siyah azınlık mahallelerinden dışarı taşıdı. Müziği kimin yarattığı kesin değil, ancak büyük ihtimalle, aralarında Pixinguinha ve Joí£o da Bahiana'nın da bulunduğu Tia Ciata'da çalışan işçiler tarafından yaratıldı. 1930'larda, Ismael Silva önderliğindeki bir grup müzisyen, Estácio de Sá civarında ilk samba okulu olan Deixa Falar'ı kurdu. Onlar bu müzik türünü karnaval gösterilerine daha iyi uyacak şekle dönüştürdü. On yıllık süre içinde, bu müziğin popülaritesi bütün ülkede radyo sayesinde yayıldı ve milliyetçi diktatör Getúlio Vargas'ın da desteğiyle, samba Brezilya'nın "resmi müziği" oldu. Bugünlerde, samba Brezilya'da hala en popüler müzik türlerinden biridir

Flamenko

Flamenko görseller




Flamenko

Flamenko, Güney İspanya'nın Endülüs bölgesine özgü ama bu bölgeyle sınırlı kalmamış bir müzik ve dans türüdür.

Bizler belki de, asırlardır süregelen bu gizemli müzik ve dansın içinde barındırdığı hüznün güzelliğine, içinde bulunduğu hüznü terk etmek istemeyen insanların halini anlatan ve flamenko sanatına ilham veren bu ruhani güce (İspanyolca karşılığı Duende'dir) kapılıyoruz ve flamenko sanatından bu kadar çok etkileniyoruz.

Flamenko'nun özü şarkıdır. Çoğunlukla gitar ve doğaçlama dans şarkıya eşlik eder.

oryantelle coşalım

oryantal





oryantel

Oryantal dans veya göbek dansı  geleneksel bir Ortadoğu dansı. Batı'da daha çok belly dance, göbek dansı olarak bilinirken, Yunanistan ve Balkanlar'da çiftetelli olarak bilinir. Yapan bayanlara dansöz, erkeklere ise dansör denir.
Oryantal dans dünyanın bilinen en eski danslarının başında gelir. İslâm öncesi inançları içermektedir. Orijini, antik dönemin doğurganlık, bereket kültünde yatar. Tüm antik uygarlıklarda bereketi sembolize eden tanrıçalar görülür. Mesela, Mylitta, Isis, Ashtıreth, Ishtar, Hathor, Afrodit, Venüs ve Ceres gibi. Geleneksel olarak yalınayak yapılan bir danstır. Bu, dansçının Toprak Ana'yla direk temasının asla kesilmemesine dayanmaktadır.
Oryantal dansı kadın vücudunun özelliklerine göre tasarlanmıştır. Karın kaslarıyla, kalça hareketleriyle, göğüs hareketleriyle en iyi kadın vücuduna uygundur. Toprağa değen yalın ayaklarla, sıkı ve katı bir danstır. İnsan vücudunun akıcı, pürüzsüz, kompleks ve etkileyici hareketleri, çalkalama ve dalgalanma hareketlerinin çeşitliliği ile dansın karakteri ortaya çıkar. Doğu dansları, batının adıma dayalı danslarından farklı olarak kasların hareketine dayalı danslardır. Dolayısıyla adımlar çok narindir ve asla zıplama olmaz, toprakla olan temas daima korunur.
Yılan, kılıç, meşale, mum, peçe, tül, baston ya da sopa gibi malzemelerin dansta sıklıkla kullanıldığı görülür. Bunların her birinin birer anlamı olmakla birlikte genel olarak, sihri ve ilkel insanın korunma amaçlı kullanımı simgelerler. Bu aletlerin dansta kullanılması yörenin folklorunda da görülür.

Sirtaki

Sirtaki görseller




sirtaki hakkında

Sirtaki-Hasapiko, balo salonlarında büyük bir disiplin ve ciddiyetle icra edilen "avant-garde" danslardan oldukça uzak bir karaktere sahiptir. Modern batı danslarıyla kıyaslandığında, Sirtaki-Hasapiko yalın bir danstır. Ama basit değildir. Bu dansta da belli bir beceri ve ustalık gerektiren birçok karmaşık figür vardır. Bununla birlikte, çeşitli sıçrama ve bükülmeleri saymazsak, Sirtaki-Hasapiko'da bedeni çok zorlayan veya aşırı bir çeviklik gerektiren figürler çok fazla değildir. Hayatlarında hiç dansetmemiş bazı öğrencilerim bile çoğu figürü kolayca öğrenebildi. Ama tuhaf olan şu ki, insanlar esasen basit figürlerde daha çok zorlanıyorlar. Belki de böylesi figürleri hafife aldıkları için! Genel olarak bakıldığında, Bu dansta öğrenilmesi zor olan şey figürler değildir; esas zorluk, bu figürlere can ve ruh kazandıracak bir tarzı ve havayı kazanma noktasında karşımıza çıkıyor. Yani Sirtaki-Hasapiko öğrenilirken üzerinde en çok durulması gereken şey estetiktir. Figürlerin bedene iyice oturup refleksleşmesi anlamına gelen estetik ise zamanla, ancak bir figür defalarca yapıldıktan sonra kazanılabiliyor. Sevindirici olan şey şu ki, diğer danslarla kıyaslandığında, bu süreç Sirtaki-Hasapiko'da çok hızlı işliyor; öğrenci birkaç hafta içinde çarpıcı bir gelişim kaydedebiliyor.
Sirtaki-Hasapiko ve diğer Yunan danslarının figürleri üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Yunan halk dansları üzerine yaptıkları önemli araştırmalar ve çalışmalarla tanınan Prof. Alkis Raftis ve Dora Stratou gibi araştırmacılar çeşitli figürlerin ortaya çıkışı ve bu figürlere yüklenmiş anlamlar üzerinde hayli ilginç gözlemlerde bulunmuşlardır. Bu çerçevede ele alındığında, Sirtaki-Hasapiko figürleri üç farklı kategoriye ayrılır; coşku ve sevinç figürleri, koyverme ve dağıtma figürleri, toparlanma ve durulma figürleri. Bu figürlerin tümü aynı müzik parçasında ardışık olarak yapılabilir; öte yandan bazı parçalar belli bir figür grubuna daha uygundur.

Sirtaki


Günümüz Yunan kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelen Sirtaki Dansı, Bizans döneminde İstanbul'da oynanan Hasapiko Argo dansından doğmuştur. Sürgün ve göçmen düşlerin öksüz çocuğudur sirtaki. Kara sevdanın, çaresizliğin, koyvermişliğin, avareliğin dansıdır. Ama aynı zamanda umudun, aşkın ve coşkunun dansıdır. Yalın ve gönlü zengin bir danstır; güler yüzlüdür, hayatın kutsallarını fazlaca ciddiye almaz. Ayrıca sirtaki için sürgün yollarının, yitirilmiş aşkların ve erişilmez düşlerin dansı da denebilir.

Bale İzleyelim :)

Bale görseller






Bale tarihi

Bale ilk olarak İtalya'da rönesans döneminden görülmektedir. Mim sanatçılarının ortaçağ ve rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları bugünkü balenin temellerini oluşturur. O zamanlarda koreografik bir düzeni olmayan bale Dominic de Piacenza ve Antonio Cornazzo'nun ilk koreografik kompozisyon denemeleri ve adımlara isim vermeleriyle gelişmiş bu noktada Fransızlar çok etkilenmiş ve bunun sonucunda bugünkü balenin ilk tohumları 1581'de Catherine de Medici'nin "Beaujoyeux" adlı Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenen gösterisiyle atılmıştır.
Fransa'da IV. Henry tarafından desteklenen bale tüm Avrupa'ya, oradan da 16. ve 17. yüzyılın sonlarında da Danimarka ve İsveç'e kadar yayılmıştır. Balenin altın çağı kendisi de iyi bir dansçı olan XIV. Louis döneminde başlamıştır. Bu döneme kadar halk tarafından dans edilirken bir kez profesyonel dansçılar kostüm maske ve peruklar kullanarak dans etmeye başlamışlardır. 18. yüzyılda bale tamamen kendini opera sanatından soyutlayarak özgür bir sanat formuna kavuşmuştur. Bunun da tohumları George Noverre trafından atılmış ve bugün sahnede gördüğümüz bale sanatı onun koyduğu kurallar üzerine kurulmuştur.
18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'ya ulaşan bale St.Petersburg'da Petipa ve Saint-Leon ile hayat bularak gelişmiş ve bugün hala sahnelenen Uyuyan Güzel, Fındıkkıran ve Kuğu Gölü gibi tanınmış eserler buradan tüm dünyaya yayılmıştır.

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Bale


Bale dans, mimik, müzik ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanıldığı bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir. Asıl eleman olarak kullanılan dans aslında İtalyanca dans anlamına gelen 'ballo' ya da 'balletto' sözcüğünden türetilmiştir. Görsel sanatların en pırıltılısı olan bale, özellikle küçük kız çocuklarının düşlerini süsleyen büyülü bir dünyadır. Disiplinli, özverili, algılamadaki gelişimin temellerini atan, alabildiğine renkli ve zevkli, uzun bir süreçtir bale eğitimi... Bale eğitiminde enstrüman 'vücut'tur. Bu nedenle, çocuğun anatomik yapısı gözetilmeden verilen yüklemeci ve gösterişe dayanan eğitimin zararları, ömür boyu sürmekte ve en önemlisi balenin düşünsel ve zeka ile ilgili boyutunu da etkileyerek asıl amacından uzaklaşmaktadır.

Son olarak belirtilmesi gerekir ki; eğitimi ve süreci ne kadar uzun ve zorlu olursa olsun duyguların, estetiğin ve tutkuların düşsel bir dışavurumudur bale.

break dans

Break dans görseller





Break dans


Dansın adının break dance olmasının sebebi, hip hop müziğinin temel öğesi olan breakbeat'e uyumlu bir şekilde hareket edilmesidir. Aynı müzik gibi dansta da Bebop, Soul-Train, Funk gibi akımlardan etkilenme ve onları yeniden harmanlama söz konusudur. Tabii ki bunların üstüne yeni şeyler de ekleyerek; kafanın üzerinde dönerek yapılan helikopter dansını ya da birbirinin bedenine akım vererek kıvrılma yoluyla yapılan electric boogie'yi daha önce kimsenin denemediği kesindir. Bu zor hareketler bir bakıma gettoda yaşayan ve hayatta çok fazla yer alamayan gençlerin kendi bedenleri üzerindeki hakimiyetlerinin bir ifadesidir. Onlar da sokaklara çıkıp dans ederek hip hop'un tüm dünyaya yayılmasında etken olmuşlardır.

vals

Vals görseller





Vals


Vals, 19.yüzyılın başlarında Avusturya ve Almanya'da dans edilen bölgelerin yerel farklılıklarını bünyesinde barındırarak gelişim göstermiştir. Özellikle Kuzey Avusturya'nın 'Landlob der Enss' bölgesinde uygulanan dans stili 'Londler' adını alarak çok popüler olmuştur.

Vals kısa sürede Johann Strauss'un müziğinin etkisiyle Viyana'da ve 1812 yılından itibaren de İngiltere'de geniş kitlelere ulaşmış, aristokrasinin beğenisini kazanarak baloların vazgeçilmez eğlencesi olmuştur. Günümüzde Vals 'Viyana Valsi' ve 'Modern Vals' olmak üzere iki farklı ritim ve kategoride dünya dans literatüründe yer almaktadır.

Çaça

çaça görseller





çaça müzik ve ritmi

Cha Cha Cha‘ nın da ritmi Mambo ve Rumba’ da olduğu gibi 4/4′tür. Cha Cha Cha ritmindeki 2, 3, 4 & 1 ritmini vermek için dördüncü vuruş ikiye bölünmüştür. Bu ritimde ilk vuruş vurgulanır. Cha Cha Cha ritminin temposu Rumba’ nınkinden biraz daha hızlıdır. Yarışmalardaki sabitlenen ritim dakikada 30 bardır. Göze yavaş görünen bu tempo Cha Cha Cha‘ nın diğer danslara göre fazla olan adımlarıyla esasen hızlıdır.

çaça tarihi

Cha Cha Cha'nın ilk olarak 1950'li yıllarda Mambo ve Rhumba'nın bir senaaai olarak Amerika'da ortaya çıktığı kabul edilir. Basit yapısı ve neşeli müziği sayesinde kolayca yayılmış Uluslararası Latin Amerikan Dansları yarışmalarında diğer dansların yanında kendine yer bulmuştur. Bu dansın ismi günümüzde genellikle "Cha Cha" olarak kısaltılmaktadır.

Cha Cha Cha müziği keskin sert neşeli bir yapıdadır. Ancak ezgileri bu duygular yanında özensizlik ve savrukluk da taşır. Müzikte vurgu ilk ölçüdedir. Ritimdeki keskin vuruşlara danstaki anî ve sert hareketler karşılık gelir.

çaça

Cha cha cha içinde hızlı hareketler barındıran canlı ve dinamik bir Latin Amerikan dansıdır. Mambo ve Rhumba'nın bir senaaai olan bu dans diğer danslara göre yeni olmasına karşın basit ve sade yapısından dolayı kısa zamanda popülerlik kazanmıştır. Bir pozisyon dansı olmasından dolayı küçük alanlarda rahatlıkla uygulanabilir. Çiftlerin kapalı ve açık tutuşta veya mesafeli olarak gerçekleştirebileceği figürleri vardır. İhtiraslı tarihi bu dansı yaparken yaşatılması gereken duyguların başında gelir. Cha cha cha'nın pistteki genel karakteri asalet veya ciddiyet taşımaktansa; neşeli sevinçli biraz da yaramaz muzır bir parti atmosferi içerir.

Salsa

salsa nasıl yapılır